10 Ocak 2012 Salı

Önce Google sonra Stumble! / First comes Google than comes Stumble!


Hazır hevesliyim bir iki yazı yazayım bu gazla ; )

Bu blogda göreceğiniz şeylerin kaynaklarına biraz değinmek gerekir diye düşündüm... Şimdi size en büyük sırrımı vericem. 'acı yoksa kazanç da yok' demişler, beni takip edin diye sırlarımı açıklıyorum burada! Ben bir 'stumble' hastasıyım.

Nedir bu? Çoğunız biliyordur belki ama bilmeyenler de olabilir diyerek... Stumble bir düğmecik aslında, internetten tarayıcınıza şuradan indiriyorsunuz, indirirken neleri sevdiğinize dair bir profil oluşturuyorsunuz ve başlıyorsunuz gezmeye... Bu tuşa her bastığınızda önünüze ilgi alanlarınıza hitab eden siteler geliyor, boş zaman geçirmek ve internetteki yaratıcı siteleri bulmak için harika! Denemenizi öneririm : )

Aşağıda resmini gördüğünüz site stumble'ı nasıl kullanacağınıza dair ipuçları veriyor, belki bakmak istersiniz?


One more time in English...

I wanted to share a secret with you, for you to understand the source of the contents of this blog and to make you my followers : ) This secret is that I am a stumbler...

What the hell is that? Most of you may know but for the ones who doesn't, stumble is a way of killing time on the internet and it's the perfect way to find cool websites! You can download it from here and you have to create a profile concerning your likes & dislikes and you start to stumble... Every time you hit the stumble button on the toolbar a random website will open according to your profile. I highly recomend you to try. But what the hell do I know eh?

The picture you see above blongs to a website which gives tips about how to use stumble, if you wish to have a look...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder